Logitrans 2010

Lojistik sektörü adına sevindirici gelişmelerden bahsettiğim bir blog haline geldi burası. Ama haliyle gelişime aç, ve her türlü teknolojik gelişmenin rahatça ülkemize entegre olduğu bir ortamda bu durum kaçınılmaz olmakta.
Bu yıl 4. kez düzenlenen Logitrans Transport Lojistik fuarına katılma şansı buldum. Açıkcası katılımcı sayısının ideal olduğu bir fuardı. Fakat görmeyi arzuladığım bazı firmaların olmaması beni üzmedi değil. Üniversitelerinde katılım sağlaması beklerdim ama sadece İstanbul Üniversite’sinin Lojistik Kulübü ordaydı. Arel de okuyan bir öğrenci olarak da kulübüm adına üzüldüm. Sanırım İstanbul Üniversiteli arkadaşlarım burada iyi bir tebrik hakettiler.
Karayolu taşımacıları, 3’üncü ve 4’üncü parti lojistik şirketleri, RO-RO operatörleri, demiryolu ve denizyolu acenteleri, havayolları, liman otoriteleri, tedarik zinciri yöneticileri, sigorta ve finans kurumlarıyla birlikte oldukça fazla çeşitliliğin sağlandığı fuarın, katılımcıları tatmin ettiğini zannediyorum.
 
Bana göre fuarın en dikkat çeken firması Netlog Lojistik’ti. Bünyesinde barındırdığı 4 farklı firmayla beraber bunlar: yurt dışı ve yurt içi taşıma yapan 2 firma ve bunların yanında süt toplama operasyonu yapan bir firmayla beraber, şirketlerin saklamakta zorlandıkları arşivlerinin depolanmasına ve istendiği takdirde dijital ortamda saklanmasına olanak sağlayan firmasıydı. Bu çeşitlilik gerçekten entresandı.
 
En iyi yatırım olarak da UND nin RO-RO atağını gördüm. ülkemizde malesef  U.N RO-RO İşletmelerinin tekelinde olan  bu çoklu taşıma moduna bir alternatif getiren UND hem fiyatların düşmesini hem de yerli yatırımcıların bu işten para kazanmasını sağlamış. 
 
Ve herkesin gözünü diktiği Samsun limanı var bir de tabi. Şu anda Avrupa’ya  gemi yoluyla yapılan RO-RO taşımacılığında tırların İtalya’da Trieste limanına kadar gitmesi ve daha sonra bu limandan diğer ülkelere taşıma yapılması söz konusu. Bu da yaklaşık olarak Pendik ya da Ambarlı’dan çıkan bir geminin 72 saatte İtalya’ya varması demek. Fakat şu sıralarda bunun yerine gemilerin bu limanlardan değil de Samsun Limanından çıkıp Ukrayna limanlarına gitmesi ve oradan Avrupa üzerine dağılması hedeflenmektre. Bu da tam olarak 20 saatlik bir zaman kazanımı demek. Aynı işlemin tersi de düşünüldüğünde Samsun’un demiryolu ve karayoluyla da iç bölgelere ulaşımı kolay bir şehir olduğunu hesaba kattığımızda Samsun Limanı’nın önemi bir kez daha anlaşılmakta. Sözün özü herkes gözünü Samsun’a dikmiş durumda.
 
Geçen yazımda değindiğim Ankara Lojistik Üssü’de fuarda yerini almıştı. Yetkililerle yaptığım mini söyleşide işlerin gayet yolunda gittiğini ve günden güne Firma sayılarının arttığını belirtmeleri de söylemeden geçemeyeceğim.
 
Ve son olarak en çok dikkati çeken, fuara en hazır, en sağlam duran firma ise- tabi ki benim gözümde- Borusan Lojistik oldu.  Gerek broşürleri, gerek stantları ve çalışanları olarak gayet hazır bir şekilde oradaydılar. 
 
Lojistik adına yapılan iyi bir işin daha kendimce değerlendirilmesini yaptım. Umarım fuara katılamayan arkadaşlar için işe yaramışımdır. Lojistikçinin seyir defterine bir günün daha böyle güzel hatıralarla kazındığı için ne mutlu bize….
 
 
 

Lütfen Görüşünüzü Bizimle Paylaşın