Depolama Antrepo Röportaj-2

Sektörün yeni teknoloji kullanımı ve yatırımları hakkında neler anlatırsınız?

Bu soruyu yanıtlamadan önce ülkemizdeki depo kullanım oranlarını incelemek lazım. Elimdeki veriler 2013 yılına ait olsa da geride bıraktığımız yılda çok büyük bir değişimin yaşandığını düşünmüyorum. Lojistik sektörü içerisinde faaliyet gösteren firmalardan deposu olan şirketlerin oranı %82. Gümrüksüz genel depolarda doluluk oranı %63’lerde iken gümrüklü depolarda bu oran %70. Bu resimden çıkan sonuç hatırı sayılır miktarda firma depo işletiyor ama bir çoğunda izlenilen yöntemlerde bir yanlışlık olduğu açık ki yüksek oranlarda atıl bir kapasite söz konusu. Sonuçta bu rakamların ortalama değerler ifade etmesi bazı depoların daha da düşük kapasitelerde kaldığının bir diğer göstergesi.

Dış ticaret yapan firmalarda da durum pek farklı değil. Lojistik firmalarının dışında kendi deposu olan şirketlerin doluluk oranları da ortalama %75 civarında hele ki ihracat rakamlarımızın yüksek olduğu tekstil/konfeksiyon sektöründe bu oran %60’lara kadar düşmekte.

Bu iki ayrı veri daha geniş bir açıdan değerlendirildiğinde karşımıza çıkan sonuç depo yönetiminde bazı şeyleri eksik yaptığımız gerçeği. En başta yapılan hata yeni bir depo yatırımı yapmadan önce gerekli fizibilite çalışmalarının olması gerekenden az ve yanlış şekillerde yapılması. ‘Binayı dikelim de içi nasılsa bir şekilde dolar(!) zaten ekonomik büyümenin sürekli gerçekleştiği bir ülkeyiz’ mantığı doğru değil.

Bir depo yatırımı yapmadan önce değerlendirilmesi gereken onlarca faktör var. Bunların başında; depoyu depolama emre ipekçi 3kuracağımız yerin seçimi geliyor, madem bu işten kar veya katma değer elde edeceğiz ticaret merkezlerine, gümrüklere, fabrikalara, hitap etmeyi düşündüğümüz çevreye yönelik bir yer seçimi yapmalıyız. Deponun tasarımıysa başlı başına bir konu; koridorların aralıkları genişlikleri, rafların yüksekliği gibi unsurları göz önüne alarak fonksiyonel bir depo tasarımı gerçekleştirmeliyiz. Bunun için daha önce bu işte tecrübe sahibi olan bir kadro ve en önemlisi mimarla çalışmak çok önemli.  Ayrıca günde ne kadar araç doldurma boşaltma yapılacağı, içeride ki ürünlerin gün içinde depo içerisinde yapabileceği hareketini de planlamalıyız ki buna yönelik olarak sahip olmamız gereken özel ekipmanları da bilelim. İleriye yönelik olarak da olur da depomuzu genişletecek olursak ne kadar bir genişleme potansiyeline sahip olduğunu da daha kurulum aşamasında değerlendirmek lazım.

Bunlara ek olarak; depoda kullanılacak olan; paletler, onları taşıyacak transpalet ve forklift gibi araçların seçimi; koli, çuval, ağır metaller ve bunların nerelerde ne şekilde depolanacağı, ya da bu depolanacak malzemelerden özel bir ekipman gerektiren bir ürünün olup olmayacağı da çözmemiz gereken başka bir soru. Ayrıca kullandığımız ekipmanların olur da bozulması durumunda yerine kullanılacak olanların hazırda bekletilmesi ya da yedek Amazon Warehouse Employees Prepare For Their Busiest Time Of Yearparçalarının olması da süreklilik için ayrı bir öneme sahip.

Hangi amaçla bir depo kuruyorsak olalım bir diğer ve önemli nokta ve belki de firmaların en çok yanlışa düştüğü alan ise ; depo yönetiminde kullanacak olduğumuz depo yönetim sistemi. Genel depoların çoğunda ürün bazlı değerlendirildiğinde binlerce kalem maldan söz edebiliriz. Hangi ürün deponun neresinde, kaç tane bulunuyor bunun açık bir şekilde görülebildiği sistemler kullanmalıyız. Yapısı gereği sevkiyat oranı yüksek olan ürünlerin daha kolay ulaşılabilecek raflarda depolanması da zaman yönetimi açısından oldukça önemli. Teknoloji kullanımı açısından değerlendirilmesi gereken en önemli noktaların başında kullanılacak yazılım ve teçhizatlarda son teknoloji ürünlerin tercih edilmiş olması en büyük öncelik olmalı.

– Yeşil uygulamalar konusunda şirketlerin çalışmalarını yeterli buluyor musunuz?

Daha önceki sayılarınızda bu konuyla alakalı bir yazım olmuştu yine de kısaca belirtmek gerekirse yeşil lojistiğe olan ilginin sevindirici olduğunu ama daha yüksek boyutlara ulaşması gerektiğini söylemeliyim. Sadece lojistik firmaları değil, dış ticaret yapan firmalarda hizmet aldıkları şirketlerden bunu talep edebilmeli ve seçimlerini gerçekten buna önem veren firmalara yönlendirmeli diye düşünüyorum. Hiç şüphesiz ki son tüketiciye de burada önemli bir rol düşüyor. İnsanlar sadece lojistik değil her alanda çevreci uygulamaları benimseyen ve uygulayan firmalara mutlaka ama mutlaka bu noktada pozitif bir ayrımcılık uygulamalılar.

Konumuzla alakalı olarak şunları söyleyebilirim. Yeşil Lojistiğin popüler olduğu şu günlerde öyle depolar var ki üzerlerinde bulunan güneş panelleriyle enerji ihtiyaçlarının birçoğunu karşılıyorlar. Bazı depoların da üst ve uygun olan yan kısımları güneş ışığını geçirebilecek şekilde cam olarak tasarlanıp elektrikten tasarruf edecek şekilde dizayn ediliyor. Depo içi ve dışında kullanılan ekipmanlar çevreci olanlar arasından seçiliyor. Depo kurulacak alanın seçimi ve deponun gün ışığını en iyi alabilecek şekilde mimari projesinin çizilmesi bile daha işe başlarken çevreci bir mantıkla hareket edilebilir olmanın bir göstergesi.

 

One comment

Lütfen Görüşünüzü Bizimle Paylaşın